Bahçelievler EMEK Gençlik
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Bahçelievler EMEK Gençlik

Bahçelievler EMEK Gençlik
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş..

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Okaliptusbl
Admin
Okaliptusbl


Erkek Mesaj Sayısı : 100
Nereden : Nereye
Kayıt tarihi : 03/05/08

THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş.. Empty
MesajKonu: THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş..   THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş.. Icon_minitimePerş. Mayıs 08, 2008 10:58 am

THKP-C'den DHKP-C'ye
(Kuruluş, Gelişmeler, Eylemler) -1-

THKP-C nasıl partileşti? Hangi aşamalardan geçti? Nasıl savaştı ve nasıl yenildi?... Bu savaşın potansiyeli üzerinde örgütlenen, gelişen ve DEVRİMCİ SOL olan yapı hangi aşamalardan geçti? Partiye, DHKP-C'ye nasıl gelindi?
Bu soruların cevapları, hem Parti-Cephe tarihinin, ve hem de Türkiye'deki sınıflar mücadelesinin de köşe taşlarıdır. Bu yanıyla ele aldığımızda elbette bir yazı dizisine sığmayacak kadar da geniş bir süreç sözkonusudur. Ancak bu kadar geniş ele almayacağız. Bu yazı dizisi, bu tarihin en belli başlı, en öne çıkmış dönemeçlerini ele alacak.
Kimileri dedi ki, THKP-C "kendiliğinden" partileşmiştir. Kimileri dedi ki, THKP-C üç-beş heyecanlı atak gencin biraraya gelip oluşturduğu bir harekettir. Kimileri onun bir "Parti" olmadığını iddia etti.
"Üç-beş kişi" söylemi, Devrimci Sol için de kullanıldı '78'lerde. Tasfiyeci şefler Devrimci Sol'u daha işin başında boğmak için bu "üç-beş kişiye" ve bunların ayrılıklarına yakıştırmadık iftira bırakmadı. DY tasfiyeciliğinin ve bilcümle oportünizmin, revizyonizmin hep karşısında olduğu bu hareketten Cephe nasıl çıktı?
FKF, DEV-GENÇ, Elrom, Maltepe, Kızıldere, '78 DS ayrılığı, Erim, Atılım, Darbe, ve Kongre bu sürecin gerçek anlamda doruklarıdır. Bu doruklar üzerinden THKP-C'den DHKP-C'ye uzanan tarihi kuşbakışı bakışla önünüze sermeye çalışacağız. Bu tarihi süreç, Türkiye devriminin yalnızca ideolojik gelişiminin değil, yalnızca savaşın gelişiminin değil, geleneklerinin, değerlerinin de yaratıldığı bir süreçtir.


'65'lere kadar ülkemizde siyaset denilince akla gelen hep düzen partilerinin mücadeleleridir. Zaman zaman gündeme gelen halk hareketleri, gençlik eylemleri de çoğunlukla bunlara hizmet eden bir konumdadırlar. Çünkü devrimci bir alternatif yoktur.
Kendine devrimciyim diyenler vardır, sosyalistim diyenler vardır, komünist sıfatını taşıyan illegal partiler, sosyalizmi hedeflediği iddiasındaki legal partiler vardır, ama kelimenin gerçek anlamıyla devrimci bir mücadele yoktur.
1960'lı yıllar işte bu anlamdaki bir devrimci mücadelenin başlangıç yıllarıdır. Bu mücadele gittikçe daha örgütlü, daha bilinçli hale gelecek ve silahlı mücadele aşamasına ulaşmasıyla iktidarı hedefleyen bir muhtevaya kavuşacaktır.
Bu evrim, FKF'den DEV-GENÇ'e ve THKP-C'ye doğru adım adım gerçekleşmiştir.

FKF: İLK ÖRGÜTLENME, İLK KADROLAŞMA
1964-'65'te önce çeşitli fakülteler bünyesinde Fikir Klüpleri oluşturuldu. Bu klüpler, kısa sürede bir yandan öğrencilerin akademik-demokratik talepleri doğrultusunda mücadelenin mevzileri, bir yandan da gençliğin ideolojik eğitim ve mücadele okulları oldular.
17 Aralık 1965'te, çeşitli okullarda kurulan fikir kulüpleri biraraya gelerek Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) adı altında birleştiler.
Denilebilir ki, bu örgütlenme, kısa süre sonra Türkiye devriminde önemli kopuşları gerçekleştirecek kadroların yetişme, teoriyi, örgütlenmeyi, yönetmeyi öğrendiği yerlerdir.
Mesela Mahir SBF Fikir Kulübü'nde yaşar bu pratiği. SBF Fikir Kulübü'nün 23 Aralık 1965'te yapılan genel kurul toplantısında, geleneğine uygun olarak Arslan Sonat Başkanlığa seçilir. İkinci Başkanlığına ise Mahir Çayan getirilir. Aslan Sonat'ın 21 gün sonra istifa etmesiyle de Mahir başkan olur. Mahir'in dışında THKP-C üst yönetimini oluşturacak hemen tüm kadrolar da FKF yönetiminde görevler almışlardır.
Dönemin her eyleminin içinde, önündedirler.
4 Mart 1966 Cuma sabahı Ankara, Bahçelievler ve Yenimahalle'de evlere, 'Milli Kurtuluş Komitesi' imzalı AP hükümet aleyhtarı bildiriler dağıtılır. Dağıtılan bu bildirinin ardından 5 Mart 1966 günü, 1960'daki gibi (555 K) parolası ile Kızılay'da hükümet aleyhtarı bir gösteri yapılacağı söylentileri çıkar. Demirel hükümeti çok sayıda aydını ve gençlik önderini, hatta ortaokul öğrencilerini gözaltına aldırır. SBF Fikir Kulübü başkanı Mahir, bu olayı protesto etmek amacıyla onbeş arkadaşıyla birlikte Namık Kemal Ortaokuluna giderek siyah çelenk bırakır ve SBF Fikir Kulübü adına bir protesto bildirisi yayınlar.
Bildiri 15.000 adet basılarak İstanbul, Ankara, İzmir ve Erzurum'da dağıtılır.
ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk, CENTO Dışişleri Bakanları toplantısına katılmak üzere 19 Nisan 1966'da Ankara'ya gelir, onu FKF'li öğrencilerin yoğun protesto gösterileri beklemektedir.
Bunlar tabii yalnızca birkaç örnektir. Değilse, gerek akademik, demokratik talepler doğrultusunda, gerekse de anti-emperyalist doğrultuda gençliğin son derece yoğun ve zengin bir pratiği vardır.
Dönemin hemen tüm örgütlenmeleri ve siyasi eğilimleri FKF içinde yeralmış, aralarında kıyasıya bir "yönetim" mücadelesi olmuştur. Bu yönetim mücadelesi gerçekte sürecin hesaplaşmacı ideolojik mücadelesinin yansımasından başka birşey değildir.
İlk başlarda Fikir Kulüpleri'nin yönetiminde kısmen etkili görünen TİP; gelişen mücadelenin ihtiyaçlarına, gençliğin taleplerine cevap veremeyen çizgisiyle kısa süre sonra bu etkisini kaybetti. 1968'den itibaren TİP, hem ideolojik olarak hem de yönetim anlamında geriletildi.
1969 yılının başındaki kongrede yapılan seçimlerde, TİP yanlısı ekip yönetimden uzaklaştırıldı ve Yusuf Küpeli FKF'nin Başkanı oldu.

DEV-GENÇ

TİP dışındaki ana akım MDD'cilik (Milli Demokratik Devrim) olarak adlandırılıyordu. Militan mücadeleyi savunan hemen tüm kesimler bu akım içindeydi. FKF yönetimine gelenler de bunlardı. Ancak ideolojik mücadeleye paralel MDD'ciler de kendi içinde ayrışmalar yaşayacaklar ve bu ayrışmalar da yine FKF yönetimine yansıyacaktı.
1969 başında bir kongre yapılmış olmasına rağmen, daha yıl dolmadan bir kongreye daha gidildi. Bu kez MDD içinde klasik sağcı kitle çizgisinin savunucusu Perinçek grubuyla Mihri Belli ve Mahir Çayan'ın başını çektiği diğer kesim arasında ayrılık gündemdeydi.
1969 Ekim'inde yapılan bu kongrede örgütlenmenin adı Devrimci Gençlik dernekleri Federasyonu (DEV-GENÇ) olarak değiştirildi. Bu ad artık Türkiye'deki devrimci mücadelenin efsaneleşecek adı olacaktı.
Kongre sonunda geçici bir uzlaşmayla Atilla Sarp başkan seçildi.
Ancak bu "uzlaşma" geçicidir. Bir süre sonra Perinçek grubuyla ayrılık resmileşir. Perinçek çevresi Mahirler'de kalan Aydınlık Sosyalist Dergisi'nin karşısında "Proleter Devrimci Aydınlık" dergisini çıkartmaya başladılar.
DEV-GENÇ aşılmalı, hareket partileşmelidir. Mahir bu dönemde yaptığı bir konuşmada bu ihtiyacı şöyle belirtir: "Ayrıca Dev-Genç örgütlenmesi düzen örgütlenmesidir. Oysa yaptığı iş düzenle savaştır. Bu ikisi arasında bir çelişki vardır. Bu çelişki ortadan kaldırılmalıdır."
Esasında bu görüş, oldukça uzun süre önce netleşmiştir. İlişkiler buna göre biçimlenmekteydi. Daha 1969 kışında SBF'de Mahir Çayan, Yusuf Küpeli, Hüseyin Cevahir, İlhami Aras, ODTÜ'de Ulaş Bardakçı, İrfan Uçar, Münir Aktolga kendi iç disiplini olan bir "gizli" örgütlenme temelinde anlaşmışlardı. Daha sonra bu ilişki ağına mühendis Bingöl Erdumlu ve işçi Necmettin Giritlioğlu da katıldılar.
Çekirdek örgütlenme ODTÜ'den Aktolga-Bardakçı ve SBF'den Küpeli-Çayan'dan oluşuyordu. Grup 1970 yazında oluşturdukları plan doğrultusunda yoğunlaşma bölgeleri tespit ederek Anadolu'ya dağıldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://emekgenclik.yetkin-forum.com
Okaliptusbl
Admin
Okaliptusbl


Erkek Mesaj Sayısı : 100
Nereden : Nereye
Kayıt tarihi : 03/05/08

THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş.. Empty
MesajKonu: Geri: THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş..   THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş.. Icon_minitimePerş. Mayıs 08, 2008 10:58 am

DEV-GENÇ 17 EKİM KONGRESİ
1970'in Ekim'inde yapılan Dev-Genç Kongresi, ideolojik netleşme doğrultusunda katedilen mesafenin önemli göstergelerinden biri oldu. Bu aynı zamanda MDD içindeki ayrışmanın de netleşmesi demekti. Bu kongrede Mahir Çayan uzun bir konuşma yaptı. Altı saate yakın süren bu konuşmada artık netleşmekte olan Türkiye devriminin yoluna ilişkin önemli tesbitler vardı.
Mahir bu konuşmasında, "devrimi gerçekleştirecek iki unsurun profesyonel devrimciler ve geniş işçi ve köylü kitlesi olduğunu, kitlelerle bağ kuruldukça örgütün sınıfsal önem kazanacağını, kurulacak örgütün düzen örgütü olmayıp bir savaş örgütü olacağını, Dev-Genç'ten üstün Marksist-Leninist bir savaş partisi kurulması gerektiğini, bu örgütlenmenin başta parti adını almayabileceğini, fakat aslında bu bir parti olduğunu' söylemiş, ayrıca, konuşmasında, 'Milli Demokratik Devrim Stratejisinin nasıl kavranması gerektiğini, Milli Demokratik Devrim Stratejisinin bir savaş stratejisi olduğunu, bu devrimci savaşın görevlerinin bir gençlik örgütü (Dev-Genç) tarafından asla yerine getirilemeyeceğini; bunun bir parti örgütlenmesi içerisinde çözümlenmesi gerektiğini" anlatmıştır.
Mahir, bir savaş örgütünün önderliğinde ve devrimin işçi-köylü ittifakı temelinde emperyalizmin etkisinin en zayıf olduğu kırlardan kentlere doğru bir rota izleyerek gerçekleşeceğini de bu konuşmasında belirtir.

ASD'YE AÇIK MEKTUP
Bu netleşme, MDD içinde birlikte olunan Mihri Belli'yle de yolların ayrılması demektir. Bu ayrılık Aydınlık Sosyalist Dergi'ye yazılan bir "Açık mektup"la ilan edilir. Mahir tarafından yazılan ve Yusuf Küpeli, Münir Ramazan Aktolga ve Ertuğrul Kürkçü tarafından da imzalanan broşür, daha netleşmiş görüşleri içerir:
"Bu durumda hareket bölünmesin diye, proletaryanın devrimci ilkelerinin çiğnenmesine, Leninizmin bayrağının oportünizm batağına sokulmasına göz yumacak mıydık?
Hayır, bin kere hayır!
'Artık M. Belli'nin sağcı görüşlerinden dolayı harekete tam bir kargaşa hakim olmuştur. Bu kargaşa, hareketin hem teorik, hem de pratik ilerleyişine engel olmaya başlamıştı.
Artık, ayrılık parolamızdır.
Ve proletaryanın devrimci ilkelerini her şeyden üstün tutan, devrimci şeref ve namusu olan her devrimcinin yapacağı gibi Mihri Belli ve onun temsil ettiği akımla bütün organik bağlarımızı kestik!
Bizimle düne kadar ilkelerde hemfikir olan bazı arkadaşlar bu sağcı görüşlerin yanında yer aldılar.
Devrim yolu engebelidir, dolambaçlıdır, sarptır. Bazıları düşerler, gerilerde kalırlar. Daha düne kadar beraber omuz omuza yürüdüğümüz arkadaşlarla artık beraber değiliz. Onlar için daha fazla duramayız. Çünkü onlar tercihlerini geriye doğru yaptılar. Onlar bataklığı tercih ettiler. Ve maalesef, namlularını bize çevirdiler. Bu mücadele sınıflar mücadelesidir. Burada el titremesine, tereddüde ve kararsızlığa yer yoktur. Sınıflar mücadelesinde proletarya yoldaşlığının dışında feodal ve ataerkil ilişkilere yer yoktur."
ASD'ye açık mektup ideolojik netleşmenin önemli basamaklarından biridir. Ve bu adımdan sonra hızla partinin örgütsel inşasının tamamlanmasına geçilir.

GEÇİCİ GENEL KOMİTE'NİN OLUŞUMU
1970'in sonunda artık Türkiye Devriminin Yolu ve buna bağlı olarak da Parti büyük ölçüde şekillenmiştir. Aralık'ta Ankara Küçükesat'ta bir evde yapılan toplantıda 11 kişilik bir Geçici Genel Komite seçildi. Geçici Genel Komite de üç kişilik bir Merkez Komite seçti ve yetkilerini Merkez Komiteye devretti. Geçici Genel Komite'de yer alan kişiler şunlardı; Mahir Çayan, Yusuf Küpeli, Münir Aktolga, Ertuğrul Kürkçü, Bingöl Erdumlu, Hüseyin Cevahir, Ulaş Bardakçı, Ziya Yılmaz, Sina Çıladır, Orhan Savaşçı, Sırrı Öztürk.
Genel Komite'de yapılan işbölümüne göre Merkez Komite hareketin genel gidişatından ve Kurtuluş Dergisinin yayından sorumlu olurken, Mahir Çayan ve Münir Aktolga, ideolojik, politik görüşlerin ayrıntılı olarak hazırlanması, bunların Kurtuluş gazetesinde açıklanması, Yusuf Küpeli bu görüşlerin kitle toplantılarında sözcülüğünün yapılması görevini yüklendiler. Genel Komite ise zaten her biri belli bir alandan gelen ve alanın ilişkilerini fiilen temsil eden kişilerden oluşuyordu ve alanlarına ilişkin sorumluluklarını sürdüreceklerdi. Ziya Yılmaz, Karadeniz'de, Ertuğrul Kürkçü gençlik içerisinde, Hüseyin Cevahir Kürdistan'da, İrfan Uçar Güney Anadolu'da, Bingöl Erdumlu başkanı bulunduğu İzmir Yapı İşçileri Sendikası ve genel olarak işçiler arasında, Sina Çıladır Ereğli'de maden işçileri arasında, Orhan Savaşçı askeri kesim içinde, ideolojik eğitimin yürütülmesi, kadroların hazırlanması görevlerini üstlendiler. Ulaş Bardakçı ise esas olarak şehir gerillası hazırlıklarıyla görevlendirildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://emekgenclik.yetkin-forum.com
Okaliptusbl
Admin
Okaliptusbl


Erkek Mesaj Sayısı : 100
Nereden : Nereye
Kayıt tarihi : 03/05/08

THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş.. Empty
MesajKonu: Geri: THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş..   THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş.. Icon_minitimePerş. Mayıs 08, 2008 10:59 am

ŞEHİR GERİLLASININ OLUŞTURULMASI, İLK EYLEMLER
Yapılan işbölümü, örgütlenmenin gelişimi ve savaşın ihtiyaçlarına göre zaman zaman yeniden biçimlendirildi.
Mahir bizzat şehir gerillasının yönetiminden sorumlu olurken, Ankara ve İstanbul'da gerilla grupları oluşturuldu.
İlk eylemlerden biri kamulaştırma eylemi oldu. Ankara'da, Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir, Hüdai Arıkan, Ulaş Bardakçı ve Ziya Yılmaz, Küçükesat Ziraat Bankasına yönelik bir kamulaştırma eylemi gerçekleştirdiler.
Bu dönemin ilk eylemleri, THKC 1 No'lu bildirisinde şöyle sıralanıyordu:
"(...) T.H.K.C halkımızın ekonomik ve demokratik mücadelesini yönlendirme gayretleri yanında son aylarda şu askeri hareketleri yapmıştır;
1. Ziraat bankası Küçükesat şubesinin günlük hasılatı halkımızın devrimci savaşında kullanılmak amacı ile kamulaştırılmıştır.
2. Kanlı pazarda şehit düşen devrimcilerin anılarına düzenlenen 16-17 Şubat devrimci terör harekatında:
a) Amerikan askeri malzeme deposu Tuslog'un Zincirlikuyu merkezi
b) Tuslog'un Şişli şubesi
c) Amerikan - Türk Dış Ticaret Bankasının Elmadağ şubesi
d) A.B.D Başkonsolosluğu
e) İngiltere Başkonsolosluğu
f) Emperyalist Amerikan kuruluşu I.B.M'nin Gümüşsuyu'ndaki merkezi bombalanmıştır.
3. Salıpazarındaki Amerikan askeri botu bombalanmış ve tahrip edilmiştir.
4. Ticaret Bankasının Erenköy şubesinin günlük hasılatı halkımızın devrimci savaşında kullanılmak amacı ile kamulaştırılmıştır.
Ve bu harekatta kullanılan Amerikalı subay A. Donald'ın arabası yakılarak imha edilmiştir.
(...)
Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi bağımsızlık savaşında, bütün gerçek yurtseverleri kendi saflarına çağırır. Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi bütün ihtilalcilerin yurtseverlerin, Türkiye Halkının Kurtuluş Cephesidir.
Kurtuluşa Kadar Savaş.
T.H.K.C. Merkez Komitesi"

ÖRGÜTLENMEDE YENİDEN DÜZENLEME
Nisan 1971'de yapılan toplantı ve tartışmalar sonrasında Merkez Komite tarafından Parti ve Cephe olarak örgütlenilmesine ve etkili bir askeri eylemden sonra hareketin silahlı mücadeleyi başlattığının ilan edilmesine karar verildi. Genel Komite yeniden düzenlenerek kalıcılaştırıldı. Bu Genel Komite'de Mahir Çayan, Yusuf Küpeli, Münir Aktolga, Ertuğrul Kürkçü, İrfan Uçar, Hüseyin Cevahir, Bingöl Edumlu, Orhan Savaşçı, Sina Çıladır, Ulaş Bardakçı ve Ziya Yılmaz vardı.
Bu arada örgütlenmenin görev bölüşümü yeniden düzenlendi. Şehir gerilla grupları oluşturulurken, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde yürütülecek çalışmaların sorumluluğu da Münir Aktolga'ya aktarıldı.

THKP-C TÜZÜĞÜ
Bu arada hareketin tüzük taslağı kaleme alındı.
Çayan ve Aktolga, İstanbul'da hazırladıkları tüzüğün bir kopyasını çıkardılar. Aktolga bu kopyayı Ankara'ya götürdü. Çayan elindeki kopyayı İstanbul'da kurulan örgütün Kazancı Yokuşundaki evde düzenlenen ikinci toplantısına götürerek okudu. Toplantıya katılanlar tüzük üzerine tartışarak kendi aralarında bir görev bölümü yaptılar. THKP-C hiçbir zaman kağıt üzerindeki bir tüzük ve programı belirleyici gören bürokratik bir örgütlenme olmamıştır. Daha sonra revizyonistlerin, oportünistlerin başlangıçta tüzüğü, programı yoktu diye THKP-C'ye yönelttikleri eleştiri, gerçekte bürokratik örgüt anlayışının bir yansımasından başka birşey değildir. Kurallar, işleyiş ve örgütsel mekanizmalar henüz devrimci bir parti ve silahlı savaş tecrübesini yeni yaşayan bir harekette sürekli değişim ve gelişim halinde olacaktı elbette. doğal olan buydu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://emekgenclik.yetkin-forum.com
 
THKP-C'den, DHKP-C'ye Geçiş..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bahçelievler EMEK Gençlik :: Türkiye Devrim Tarihi-
Buraya geçin: